Cuma

Öf..Aman...

Şu kafamda ki 80 milyon düşünceden kurtulmanın yolu nedir allah aşkına?!
Kime dalaşsam ki...?
Neyse kimseye dalaşmamalıyım sonra pişman oluyorum...
Hormonlarımın kendini kaybedip beni deliye çevirmesinden yemin ederim neffffffret ediyorum artık! Sabahtan beri içimde bi sıkıntı bi sıkıntı... Sebebini bilmediğim bir öfke, üç dakika suratıma bak suratını parçalayasım geliyor...tey allam!... "zırt" desen patlayacağım... Bir de bir ağlamak ki, zaten onu yapabilsem rahatlayacağım ama onu da yapamıyorum... Yok böyle olmayacak...

Birşey olsa da yada ne olacaksa olsa da anlasam sebebini...İçim sıkıştı!

Neyse hadi bu aralar kadın milletine uyuzum yine... Biri deli gibi ilgi, sevgi görür, karşı tarafın canına okur, gösterilen değere rağmen..! Biri neden değer göremiyorum diye oturur sabahlara kadar düşünür...düşünür...
Nedir bizim istediğimiz ben anlamıyorum ki... Hani anlıyorum da, çok da birşey değil aslında ama niye yapamıyor ve anlamamazlıktan geliyorsunuz onu çözemiyorum... Kadınların erkeklerden istedikleri bir sütyenden bekledikleri ile aynı aslında, bir parça destek ve güven...

Enteresan değil mi? Öyle...

Ama tabii eski moda flört alışkanlıklarımız, nazlarımız, niyazlarımız, erkeği azıcık peşimizde koşturma alışkanlıklarımız kadınsal bir içgüdü ile hala geçmemişken işin içine bir de günümüz cinsel özgürlüğü karışınca şu "flört ve sevgililik" durumu daha garip bir hal aldı ve kitlesel bir akıl karışıklığına yol açtı desem yeri, vallahi daralıyorum...!
Hep bizim yüzümüzden oldu aslında ne olduysa, şimdi içinde bulunduğum ilişkiyi doğru düzgün yaşayamıyorsam, elimi ayağımı nereye koyacağımı bilemeyip dengesizleşiyorsam sırf şu öğretilmiş eski flört ve sevgili anlayışı ile yeni modern aşkları birbirine harmanlayamamamdan kaynaklanıyor... Kadın olan benim, daha ağır, daha uzak durması gereken ve elde etmek için çabalanması gereken benim... Dünyanın varoluşundan beri bu böyleydi, erkek avcı, kadın avdı ama işte kadınlar bazı tarihi hesap hataları yaptılar sanırım. Başlangıçta tamamen ataerkil bir toplum ile ve erkeklere bağımlı olarak yola çıktılar. Sonra onları taklit ederek tamamen bağımsız olabileceklerini düşündüler. Takım elbiseler, ciddi görünümlü şık ayakkabılar edinerek o büyük ofisler, şirketler ve stresli işler için savaştılar. Her alana girmeye, siz olmadan da herşeyi başarırızı göstermeye çalıştılar. Sonra cinselliklerini "onlar yapıyorsa bizde yaparız! özgürlük!" nidalarıyla aldılar ve tek gecelik ilişkilerden tutunda, her konuda onlarla aşık atmaya başladılar.

Halbuki ne gerek... Ne gerek!

Herneyse, şimdi ki durum şu, kadınlar erkek, erkekler kadın oldu sanki... Peşinde koşulan, aranan, sorulan, yalvarılan, kendini naza çeken, süründüren erkek olurken, bunları yapan ise kadın oldu... Bazı şeylerin kodlarını değiştirdik yavaş yavaş ve garip bir nesil olarak adım adım gelmekteyiz... Hep güçlü, özgür, ben hallederim, ben yaparım imajı çizmeye çalışırken şu anda içimden geçen annelerimizin zamanının ne kadar güzel olduğu... Yeniden herkes kendi yerini ve değerini bilse... Yeniden normale dönsek...
Canımı sıkıyorsunuz ey ahali!

Kadın "kadın"!
Erkek "erkek"! olsa...

Bak tatlı dille söylüyorum, kendinize gelin lütfen...!

Ne uyuzum bu gece... Evlerden ırak...

Hemcinslerim... Karşı cinslerim sizle uğraşmadan edemiyorum biliyorsunuz...
Bir de şu sanal aleme fena takığım bu aralar
ama ona sonra değineceğim yinede bir kelime söyleyeyim.
internet çıktı mertlik bozuldu! vallahi bozuldu...

Hepsine gıcığım!
Delikanlı gibi davranmayan erkeklere!
Kadınlığını bilmeyen kadınlara!
Sanal aleme!
Ebelek gübelek, var mı yok mu belli olmayan aşklara!
Erkeğin peşinde koşan kadın kısmısına!
Kendini naza çeken, afralı, tafralı ilginç erkek takımına!
Hepinize gıcığım...Beni kim sevsin?! =)
Aman...
Nasıl da paylaşıyor insan isterse,
Nasıl da birmiş meğer hasretler,
Nasıl da mecburmuşuz sabretmeye,
Sevmeye...Öğrenmeye...