Pazartesi

Yek...

Ne zarmış arkadaş...!
Şimdi yazacaklarım sebebiyle bazı kimselerce taşlanabilirim ama problem değil.
Bekaretten söz ediyorum, bakirelikten, erkeklerimizce "kızlık zarı" olarak adlandırılan, namus kavramı haline getirilen o enteresan olgudan.

Nerden mi esti?
Yaklaşık bir saat önce anlatılan bir olaydan.
Bir seneye yakındır beraber olan bir çift evlenmeye karar verdiklerinde kız durumunu açıklar. Erkek gider...
Kadın da anlayamadığım şu, açıklanacak ne var?
Sen sevgilinin ceremesini tutup, hesabını aldın mı?
Bekaret yada namus kavramı her iki cins içinde geçerli değil midir?
Kadına şaşırdım, söylenmesi gereken bir durum yokken ortada, neden durup dururken kendi kendini suçluymuş gibi göstererek sevgilisinden af yada anlayış bekledi.
Bir türlü cevap bulamıyorum garip...
Halbuki tanıdığım en güzel çiftlerden biriydiler.
Erkeği hele ki hiç anlamadım.
Senden önce biriyle olduysa oldu. Seninleyken olmadı, seni aldatmadı ya?
Seninle olmaya başladıktan sonrasına baksana!
Hani çok seviyordun?
...
Yazık...

Bakireliği toplum olarak bir değer yargısı, bir namus göstergesi olarak görüyoruz hala, malesef... Fakat gerçekte ne olduğunu biliyor muyuz acaba?

Yanlış anlaşılmak istemem, cinsellik ve yaşanılan özeldir, mümkünse en azından "anne" vasfına sahip olabilme özelliği taşıyan "kadın" kısmı için öyle önüne gelenle yaşanabilecek, kaşını beğendim, yok gözünü beğendim, orası hoşuma gitti, burası hoşuma gitti diyerek yaşanabilecek bir olay değil.
Hatta her "seviyorum" zannedilen ile yada sırf keyif için öylesine yaşayarak, bu durumu bu kadar basitleştirenlere ve alışkanlık haline getirenlere hala tepkim var.
Sadece, gerçekten aşık olduğun aynı zamanda da karşılıklı olarak seni seven bir insanla yaşandığında "kutsal" olarak adlandırabileceğim bir olay bu benim için.
Ama takıldığım o "zar"ın neden namus meselesi haline dönüştüğü?

Kızlık zarı nedir?
Regli olana kadar vajinayı korumakla görevlidir. Regli olmaya başlamakla beraber vücuttaki hijyen ve koruma görevini tamamladığından bir anlamı kalmaz. Yani tamamen vücuttaki herhangi bir organdan farksızdır.

Bir kaburgam eksik olsa beni sevmekten vazgeçer miydin acaba?
Ben geçmezdim...
Keşke erkeklere yapılan sünnet işlemi, kadınlarımız için de regli zamanının hemen sonrasında şu zar işlemi için yapılsa da bu gerizekalı düşünce ve inanış sistemi artık ortadan kalksa ne güzel olurdu.

Peki bizim bu "modern" türk erkeklerimiz bunu neden bir namus göstergesi olarak göstermişlerdir?
Çünkü kendileri birlikte oldukları kadınları birbirleriyle kıyaslayıp durum değerlendirmeleri yaparken, kendileri tek olmak ve kıyaslanmak istememektedirler... Sadece kompleksten ibaret olduğuna eminim artık... Yazık ediliyor...

Kimsenin geçmişi kimseyi ilgilendirmez, öncesine değil, size ve sonrasına bakın mümkünse... Çünkü namusun da, ahlakın da o girdiğiniz delikle uzaktan yakından alakası yok...!

Malesef öyle bir yerde yaşıyoruz ki, bunun için kadınlarımız öldürülüyor, intiharlar ediliyor, mutsuz, zoraki evlilikler yapılıyor... Yaşanan onca şeyden ders almamış gibi, hala bakire olmayana 'kötü kadın' damgası vuran, eline geçirdiği her kadın ile yatan erkeğe 'çapkın' madalyasını takan, ahlaki yozlaşmanın en güzel örneklerinin yaşandığı, toplumumuzun konuşa konuşa bitiremediği konu müsveddesidir şu yazmaya çalıştığım... Aşk yerine, sadakat yerine, sevgi yerine yeğlenen bir şeyden bahsediyorum... Üzücü...

Kadınlar diyor ki erkekler bizi cinsel obje olarak görüyor. Gösterme o zaman...
Sen akşam sevgiline, "hayır evlenmeden olmaz, ben bekaretimi ileride kocam olacak erkeğe saklıyorum" diyorsan, burada kocaman bir çelişki var.
Hani cinsel obje olarak görülmek istemiyordun?
Sen "kendini" bir erkeğe "saklayarak" kendini bizzat obje haline getirmiyor musun?
Kendini bir "mal" olarak tanımlayan yine kendin olmuyor musun bu durumda?

Ha, dersen ki, "e toplum düzeni böyle, kurallar var, ben kendimi saklamazsam ilerde kocam olacak o mükemmel erkek beni istemez, evde kalırım" falan, o zaman "ay ben kadının cinsel bi obje olarak görülmesine karşıyım" demeyeceksin.
Ataerkil düzene karşı olduğunu iddia edip, ondan sonra da ataerkil düzenin en belirgin kuralını bizzat onaylamayacaksın. Sen "kendini" "sakladığın" sürece, bir "mal" olarak görülmeye devam edeceksin ve bu daha on, yüz yıllarca böyle gidecek. Üzgünüm.

Ha saklama da demiyorum tabi, önüne gelenle olma ama aşık olduğunda da yaşamaktan çekinme diyorum. İnsanların inanışlarına ve bakış açılarına karşı bir yargım yok, isteyen istediği gibi düşünüp, düşünce ve bakış açısı nasılsa öyle yaşamakta özgürdür... Fakat millet sırf kızlığım gitmesin diye, öyle böyle birbirine yapmadığını bırakmıyorken sırf iki santimlik bir bölgeye dokunmadılar diye o kıza namuslu demem, diyemem ben! Zamanında birini sevmiş ve ona dokunmuş diye namussuz da diyemem! Bu durumda ne halt yiyorsan dürüstçe ye! Adam gibi ye bari de yaşadığının bir anlamı olsun!

Hele bir de bakire olmayan kadına "mal" gözüyle bakan, "kız"ı ve "kadın"ı yürüyüşünden ayırt ederim, bilirim, anlarım ben diyenler var ki evlere şenlik...
Dumur olmuş şekilde dinliyorum... Az daha anlatsalar vallahi bravo diyerek ayakta alkışlayacağım o derece bir övünme, kasım kasım kasılma...
Altında yatan ise korkunç bir ego tatminsizliği, özgüven eksikliği... Böylelerine de üzülmekten başka bir şey yapamıyor insan, zavallılarım...

Artık bir şeyler değişse ya şu kafalarımızda, her insanın bir geçmişi olduğunu, hatalar yapabileceğini ve dersler alarak hayatına devam ederken geçmiş hataları yüzünden taşlanmaması gerektiğini anlasak. Kadın, erkek demeden namus ve ahlakın yetişme ile insanın kendi karakteri ile ilgili olduğunu kavrayabilsek...
Karşımızdakine sadece "insan" olarak bakabilsek keşke...

Celallendim yine gece gece hayırlar olsun..hadi bakalım...
Nasıl da paylaşıyor insan isterse,
Nasıl da birmiş meğer hasretler,
Nasıl da mecburmuşuz sabretmeye,
Sevmeye...Öğrenmeye...