İş yerini devrettiğimden beri evin içinde dönüp duruyorum
genelde,bi o odayı değiştiriyorum, bi öbürünü, bi taraflarla habire oynuyorum, birşeyler
sipariş edip edip dekor yapıyorum kafamca. En son spor odası yaptığım odayı,çalışma
ve yazı yazma odasına döndürdüm, şimdi de oradan yazıyorum burası haaarika!
Kocamıniçi sabah 11’de gittiği işten, saat 03:00 sularında yorgunluktan
gebermiş olarak geldi ve yazı yazmak için kendime sipariş ettiğim çalışma
masasını monte etmeye başladı, insan bu adamı sevmezde ne yapar! Bir de adet
olmak üzereyim sanırım, hayatımda ilk defa erken geliyor bu sefer, ya da başka bir
şey var bilemiyorum ama bugün gün boyunca telefonlarımla taciz ederek, dalaşıp
durdum kendilerine… çok çekilmez
oluyorum bazı zamanlar kabul ama çok seviyorum be! Ondan başka beni çekecek
kimse yok ki, makarasına uğraşıyorum işte.
Sonra yalvarıyorum “merto dalaşamayacak mıyım ben seninle? Kavga edelim diye
uğraşıyorum. İnsan bi sinir krizi falan geçirir!” “hayır kavga etmicem seninle
çünkü ben iyi bir kocayım!” ölsünler senin yanaklarına…
1 seneden fazladır yazmıyorum, neler neler oldu püff… nasıl
bugünü yakalayabilirim ki, evlendim, kardeşim evlendi, sinom nişanlandı, iş
yerimi devrettim, kafe yandı, kayınpeder tarafımla bir miktar tuhaf ve komedi
gerginlikler yaşadım, yaşıyorum. Bir de birkaç gün sonra kurban bayramı, yine
nasılsınız napıyorsunuz derken ben yine saf saf konuşucam, sonra o konuşmalarım
kim bilir nasıl geri dönüp gelicek bana , valla geriliyorum düşündükçe. Neyse Yeşim
annem, ben, mert, kardeşimin düğünü için Eskişehir yollarına düştük, dönüşte de
ne zaman nereye gideceğimizin belli olmadığı kısa süreli bir tatile çıktık,
harikaydı. 1.evlilik yıldönümümüz hiç hayal ettiğim gibi olmadı ve biz hiç bir
şey yapmadık, tribimden,laf sokmalarımdan ben öldüm yeminle 1 hafta, anlayacağın
iyisiyle kötüsüyle yaşıyorum, uzun bir süredir ortalıkta yoktum. Şimdilerde f
klavye kursuna başladım 1 ay kadar sürecek, sonrasında da annemin torpiliyle bir
notere işe gireceğim. Olmayacak böyle bildiğin ev hanımı oldum, tüm gün çamaşır
yıkıyorum, asıyorum, mutfağı topluyorum, salonla ve odalarla uğraşıyorum,
akşama doğru kızlar arıyor ortak bir yerde buluşuyoruz, sohbet muhabbet, gece
eve geliyorum yada kafeye geçiyorum. Sonra mertle eve dönüyoruz. Ertesi gün
yine aynı terane…
Aslında çok mutluyum hayatımdan, hele evime aşığım,
bayılıyorum orasıyla burasıyla oynayayım, yeni bir şeyler alıp sil baştan
yeniden düzenleyeyim falan deli eğleniyorum ama bir de maddi olarak daha rahat
olsak ya da borçlarımız olmasa hiç çalışmak istemiyorum, gerçi acilen halledilmesi gereken ve yoluna koymam
gereken o kadar çok, o kadar çok iş var ki, bir türlü yapasım gelmiyor,
bilemiyorum sebebini. Nedense hep popomuza bir şey girince hallediyoruz o acilen
yapılması gereken işleri. Bakalım bu sefer ne olacak… Şimdilik durumlar bu. İyiyiz yani… mutluyuz, sağlıklıyız şükür… ne
diyeyim… Hı bir de insanın anneciğini anlaması muhtemelen hep ondan ayrıldığı
zamanlara denk geliyormuş onu anladım ve çok pişmanım. Bir sonra ki yazım
anneme olacak sanırım, kaç gündür, ağlaya zırlaya aklıma geldikçe notlar
alıyorum, bu kadar çok seviyormuşum, niye ömrüm billah hep muhalefet olup,
sürekli hırlaşmışım kadınla anlamıyorum… Ergenlik sancılarıma denk gelmiş
herhal… Neyse yazdıkça yazasım geliyor, o konudan o konuya atlıyorum, görüşürüz…