Salı

Dedikodu...

Moralini düzeltecek şeyler yaz duyguuu... Moralini düzeltecek şeyler yaz...
"Hadi bu sefer farklı bir şey yapalım!" diyor iç sesim. O da bıktı sıkıntılı olduğum anlarda içimden çıkan depresif, şizofrenik kadından. Peki. Başlıyorum...

Pufur pufur kızarmış hamur. Üzerine pudra şekeri serpilmiş...
Tencere dibinde kalan sıcak pudingi sıyırma girişimleri, yanan bir parmak ve pudingin en güzel yeri...
Güzel bir yemeğin üstüne içilen kahve ve ilk sigara..
Bir hamam, güzelce bir kese ve üzerine masaj...off..
Krem şanti üzerinde çilek, dalında domates...
Yorgan gibi bembeyaz papatyalar...

Anneannemin çiçeklerle dolu balkonunda yere attığımız pufların üzerine yayılarak bebeklerime elbise diktiğim günler..

Mevsimlerden yaz, sıcak bir akşam üstü , ılık ılık esen rüzgar, yeni duş almış, saçımdaki vanilya kokusu henüz burnuma gelirken balkona çıkmak...
Masanın üzerinde ki beyaz tabakta kıppkırmızı bir karpuz...yanında peynir...

Evde yalnız kalıp da özgürlüğümün ve kendi krallığımın keyfini çıkartarak sadece benim yaşadığım bir evin ne kadar güzel olabileceğini düşündüğüm bir anda, yatakları toplarken elime geçen bir eşarp ve annemin o eşi benzeri olmayan kokusu...

Öylesine bir anda tosarmış otururken babamın salonda volta atışları...
Kardeşimin babamı gırgıra alarak bizi gülmekten koltuktan düşürmeleri...
Annemi mıncıklarken gülmekten fısıltı ile söyleyebildiği
"nefes alamıyorum manyak, yapma nolursun.." diye yalvarışları...
Babamın durup dururken "a benim güzel kızlarımm.." diyerek ani bir refleks ile sevmeleri, ödümüzün kopması ile gülmek arasında kalınan o anlar...

Anneannemin mavişim, boncuğum diyerek telefon açışları...

Her sabah işe giderken babamın pencereden el sallayışı... Apartman kapısından her çıkışımda el sallamak için cama doğru dönerken onun orada olduğunu bilmek...

Herhangi bir sıkıntıda aradığım Nesli'nin, sıkıntımı anlattıktan sonra
"ay duygu delirme yaa..." diye başlayıp içimi rahatlatan, bazen beni benden iyi tanıyan sözleri...

Uzun zamandır görüşmediğim ama aradığım anda sanki dün berabermişiz hissini veren, "canımmm çok özledim nasılsın?" cıvıldamalarıyla beni karşılayan dostlarım...

Sevdiğim adamın telefon da gülüşleri, ani sürprizleri, gözlerini yüzüme dikip nefes almama son verme çabaları... =)

Ve o upuzun kavak ağaçlarının gökyüzüne değdiğini sanan çocuk aklım...

Alıp bunları cebime, uçuversem uzaklara... Fena mı olur?

Azıcık canım sıkkın, abartıcak bir durum yok ama bu gece varlığından pek de memnun olmadığım o keskin gururumun, hayatımı bazen nasıl allak bullak ettiğini düşünerek bunu aşabilir miyim diye sordum kendime defalarca...

Fakat salak yerine konmaya dayanamıyorum...
Koşulsuz, şüphesiz güvendiğim insanların ağzından, sebebi her ne olursa olsun doğru olmayan bir söz duyduğumda inciniyorum... Hemde çok...

Herneyse, sıkkınlığım ile ilgili yazıp konuyu gözümde büyütmeyerek bu sefer farklı bir yol denemek istiyorum demiştim.
Bu yüzden şimdilik bu "ufak" konuyu burada bitiriyorum.
Moralimi düzelten, aklıma geldiğinde tebessüm ettiren ne varsa onları yazdım,
şimdi de her dinlediğimde gülümseten, hafiften sallanıp kıpırdanarak ve eşlik etmekten asla vazgeçemeyeceğim bir şarkıyla hoşçakal demeli diye düşünmekteyim... =)

Bu arada çok iyi geldi tavsiye ederim...
Hatırladığın da seni gülümseten ne varsa düşün, bir iki tane yazmaya başla zaten gerisi geliyor... Sonra da dinlerken en çok keyif aldığın müziği aç ve bir süre gözünü kapa...Kendi kendime psikopatça bir eda ile sırıtarak bitiriyorum şimdi,
o kadar içim sıkılmışken ne hale geldim... Güzel şeyleri anımsamak lazım demek ki... =)

Kim söylemiş beni, Süheyla'ya vurulmuşum diye?
Kim görmüş ama kim! Elene'yi öptüğümü...
Yüksek kaldırımda güpe gündüz,
Melahat'i almışım da sonra,
Alemdar'a gitmişim öyle miii?
Onu sonra anlatırım,
Fakaaat...
Kimin bacağını sıkmışım tramvayda?
Güya Galata'ya dadanmışııız...
Kafaları çekip çekip,
Orada alıyormuşuz soluğu.
Onu da sonra anlatırım...

Ya o Mualla'yı sandala atıııp,
Ruhunda hicranınııı söyletmeee hikaaayesiii...

Geç bunları...dırırı dırırı dırırı dım...
Anammm, babammm geç bunları,
Bir kalemdeee,
Bilirim ben yaptığımııı...

Hiç yorum yok:

Nasıl da paylaşıyor insan isterse,
Nasıl da birmiş meğer hasretler,
Nasıl da mecburmuşuz sabretmeye,
Sevmeye...Öğrenmeye...