Çarşamba

Bildiğiniz bir tetikçi mevcut mu?!

“Hayatım boyunca seni aradım…” güzel kurgulanmış bir filmdi.
Sonunda bulunabilmesi de eh güzel bir his olsa gerek… Bunu bugüne kadar hayatıma girenler arasında sadece tek bir kişi için söyleyebileceğimi ve bir daha bir araya gelemeyeceğimizi bilmek de bir o kadar korkunç…

Bundan aylar aylar önce ilk telefon konuşmaları, ilk buluşma, dedim ki seviyor beni… Aradan birkaç ay geçti, iyice eminim artık sevildiğime, işin kötüsü onun hislerinden beş beter benimkiler, ölüyorum da, pek çaktırmıyordum sanırım… Çünkü o onun için ölünmesinden korkuyordu… Bende hiç söylemedim zaten… Birkaç ay daha geçti ve ses kesildi, uzun bir süre bekledim ve yine geldi… Sonra yine kesildi… Gülmek geliyor içimden ağlanacak halime… Hep kendi kendime teselliler buldum o anlarda, “Çok zor günler geçiriyor, yoğun, koşturuyor, aşk meşk kafasını karıştırıyordur şimdi, ben anlayışlı olayım, bekleyeyim, nasılsa düzelecektir...” diyerek.

Hayatımız boyunca ne çok yapıyoruz bunu! Başkalarının bize yönelik her türlü yanlışına onların yerine bahaneler bularak kendimizi oyalayıp duruyoruz...
Bir ileri bir geri, vakit geçip gitmiş, onunla olmaya başladığımda kıştı, yine kış geldi, 2 ay sonra 1 sene doluyor... Sevdiğim ya da beni sevdiğine kendimi inandırdığım kişinin iniş çıkışları devam ederken yorulmaya başladığımı hissettim sonunda. Bu sevimsiz davranışlara izin verdikçe onun gözünde daha da değersizleştiğimi gördüm. O gözlerdeki değersiz “ben”le karşılaşmak ise beni daha da yıktı, çevremdeki tüm sosyal ilişkilere de kendimi “değersiz” sunduğum, kendimi öyle gördüğüm için tuhaf bir çöküş yaşamaya başladım...

Bu bir domino taşı etkisidir. Birbirinin üzerine yıkılır gider bilirsiniz...

Sonunda bende sesimi sedamı kestim ve bu durum son 2 aydır bu şekilde devam ediyor… Yanmıyorum değil, yanıyorum ama sönecek… Gerçek ben olmaya çalışıyorum yeniden, çok zor… Bildiklerimin bana ait olmadığını hissetmek, kendi kendimi yeniden baştan aşağı onarmaya çalışmak çok zor…

Bütün bu olanlardan sonra onu suçlamak en kolayıydı. “Değerimi bilmiyor, onu ne kadar sevdiğimi göremiyor, ona verdiğim kıymeti, sabrımı, sessizliğimin nedenini anlamıyor...” bir sürü gereksiz düşünce, bir gün anlayacaktır diyerek gereksiz bir zaman kaybı… Suçlaması kolay olsa da sebep bunlar değil biliyorum…

Artık yanlışlara, doğru olmayan durumlara, insanlara, işime gelmese bile sırf hayatımda kalsın diyerek, zaaflarıma yenilerek hiçbir şeye kılıf giydirmek istemiyorum çok yoruldum…

Tamamlanmış insanlar bulmak çok mu zor?

Yada bildiğiniz bir tetikçi mevcut mu?!

Hayal işte…

Bundan sonrasında yapmam gerekeni biliyorum aslında, hemen kaptırma huyumdan dolayı hiçbir anıyı yakmayarak kendimi sadece affetmeyi deneyeceğim...

Kolay gelsin mi bana?
Gelsin hadi…

Hiç yorum yok:

Nasıl da paylaşıyor insan isterse,
Nasıl da birmiş meğer hasretler,
Nasıl da mecburmuşuz sabretmeye,
Sevmeye...Öğrenmeye...