Çarşamba

Babasız Büyüyen Kadınların Aşkları...

Bugüne kadar dinlediğim, şahit olduğum, gözlemlediğim tüm baba sevgisinden uzak olarak büyümüş kadınlara baktığım zaman çıkardığım şey, babasız büyüyen kadınların yaşadığı aşkların, hayatın en dramatik, en trajik, en acımasız tablolarından biri olduğu...

Aslında babasız büyüme sürecinde kadın olmaya çalışmak zaten yeterince dramatik ve acımasız... Çünkü bir kadının ilk aşkı babasıdır ve o model büyüme aşamasında göz önünde olmayınca kadın bambaşka bir süreç geçiriyor, ergenliğinde de, gençliğinde de...

Ama bu kadınların aşkları, dramatikliğin ötesinde trajik oluyor...

Küçük bir kızken bir takım nedenlerle kendisinden kopartılan baba veya kadını terkeden baba, kadının hayatı boyunca arayacağı en temel unsuru belirler...

Babasız büyüyen kadın mutlaka ama mutlaka, içten içe, hep çok güçlü hep ona kol kanat gerecek erkeği arayacaktır...
Her kadının aradığından daha fazla arayacaktır...
Yakışıklılıktan, hoşluktan hatta hoşgörüden daha fazla güç arayacaktır...
O güce sahip erkeğin, onu koruduğunu hissetmesi, kadını güvende hissetirecektir...

Babasız büyüyen kadınların erkekleri çoğu zaman serttir...

Genellikle pek yakışıklı değildir...

Hatta hoşgörülü, kadına karşı töleranslı da değildir...
kaba bile olabilirler...
Tabiri caizse "Ağır Abi"lerdir onlar...

Bulduğu ve aşık olduğu erkek tipi çoğu zaman kadının çevresi, ailesi ve arkadaşları tarafından onaylanmaz, onaylanmayan yönler kadına sıralanır fakat kadın zaten o yönlerden dolayı o adama aşıktır, çünkü o erkeğin sertliği kadına erkeğinin ne kadar güçlü olduğunu hissettirir...
Psikopatça bir yaklaşım fakat annesiz büyüyen bir erkeğin ona kadınlıktan çok annelik yapabilecek kadını seçmesi ile aynı durum...

Olay başlangıçta basit görünüyor...

Baba özlemi duyan kız çocuğu ve ona bunu sağlayan güçlü kuvvetli bir erkek...

Oysa esas karışıklık bundan sonra yaşanıyor,

Çünkü kadın, aşklarında mutsuzluk yaşarken, bu sorunun cevabını bir türlü bulamıyor...
“Neden hayatına giren erkekler onu anlamamaktadır acaba?”
Güçlü ve kuvvetli bir erkek ister, ama ona şımarmak da ister...
O şımarıklığının da erkek tarafından anlaşılmasını arzu eder...
Erkeğin, babanın bıraktığı boşluğu doldurmasını talep eder...
O kadının erkeği olacak adam, onu her halükarda ne olursa olsun bırakmamalıdır...!

Babasız büyüyen bir kadın bunları ister...

Ama isterken, baba ve erkek modeline karşı duyduğu güvensizlik, onu kendi içinde zikzaklara da sürükler... Göreceği veya duyacağı en ufacık bir hayal kırıklığı, yalan veya aldatılmışlık hissinden oluşup gelen ve erkeğe duyulan öfke, bu durumda çocukken babaya duymuş olduğu öfkeyle birleşir ve katlanır...

Erkek, bu kadının sorumluluğundan kaçtıkça, kadın daha da acıtıcı olur,
hatta tehlikeli olmaya başlar...

Yalvarmaz...
Daha fazla acıtır...
Bu acıtma bilinçsizdir...
Geçmiş öfkelerin birikimidir...

Babasız büyüyen kadınlar, 20’li yaşlarda akılları bir karış havada, acayip maceralarda olmazlar...
Psikopatça bağlanılan sevgililer, çok genç yaşta yapılan evlilikler, sonra boşanmalarla geçirirler hayatlarının en güzel zamanlarını genellikle...

Eğer terkedilen kendisi ise senin ve benim gibilerden daha çok acı çekerler,

Fakat terkeden kendileri ise karşısında ki erkeğe asla acımazlar, hatta o erkeğin acı çekiyor olması, bunu o kadına göstermesi, peşinde sürünüyor olması inanılmaz bir haz verir kadına...
Ne zaman erkek kadından umudu keser ve yavaş yavaş kendi hayatına dönmeye başlar, kadın yeniden ortaya çıkar, önce "bir daha bulamadım senin gibisini..." sözleriyle erkeğin aklını çeler, sonra bir iki defa erkeğe gözükür,
erkek tekrar peşinden gelmeye başladığı an "istemiyorum, rahat bırak" demeler başlar.
Kadın eksik kalmış olan egosunu tatmin ederek, vazgeçilmez olduğunu düşünüp, karşısındaki erkeğin acısıyla keyiflenirken, karşı taraf yeniden toparlanmaya çalışır vs... Aslında konu geçmişte onu terkedenden alamadığı intikamı karşısına çıkan erkeklerden almaktır...
Ona hoyratça davranan erkeklere aşık olurken, aşkından ölenlere de acı çektirirler çoğu zaman...

Ne çok üzülürüm onları dinlerken,

Acılı, dramatik, trajedik hatta travmatik...

Kırıntı gibi değil, dağ gibidir o kadınlar, kolay kolay yıkılmazlar...
Aşk gibi aşktır yaşadıkları, gerçek hayattır gördükleri,
Korunmaktan, kollanmaktan uzak, ancak kimseye güvenmeden ve sırtını dönmeden yaşayabileceklerini öğrendikleri bir hayatın içinde, kendisinden daha güçlü, baba gibi, abi gibi sahip çıkacak, koruyup kollayacak ve çok sevecek bir erkek ararken pek çok kez yanlış insanlarla tanışabilirler.

Onlar sadece sahiplenilme, korunma, bağlılık ve sevgi duygusunu bir arada bulabilecekleri bir erkek ararken bir takım erkek müsvettesi de bu durumdan faydalanarak onları kullanır, oynar, oyalar ya...
Bu gece bir kez daha tiksindim sizden...
Ama hayatta herşey insanlar için...
Sözüm o müsvette takımına, gün gelir sizlerinde kız çocukları olur...
Dilerim olur...

"Reha Muhtar'ın "Babasız Büyüyen Kadınlar" yazısından alıntıdır.

5 yorum:

Adsız dedi ki...

ben bu anlattıklarınızın hepsini yaşadım. yaptım bi sürü insana acı çektrdim ve bundan zevk aldım. peki benm merak ettiğim şu ne zaman düzelecek?

DYG dedi ki...

Baba modelini değil gerçek aşk'ı aramaya başladığınız zaman umarım... :)

Adsız dedi ki...

Ne kadar doğru yazmışsınız. Çok şey buldum kendimden. Hatta benim adını koyamadıklarımı bile dillendirmişsiniz. Gözyaşlarımla okudum, ellerinize sağlık...

Adsız dedi ki...

Resmen beni anlatmissiniz gerçekten tebrik ederim..

Adsız dedi ki...

Yazilmis olan hersey dogrudur.ve hicbir cozumu yoktur.bosa aramayin.bu bir kisir dongudur.

Nasıl da paylaşıyor insan isterse,
Nasıl da birmiş meğer hasretler,
Nasıl da mecburmuşuz sabretmeye,
Sevmeye...Öğrenmeye...