Pazar

Bubu'ma...

Güzelim...Güzel olduğumu düşünüyorum, biliyorum...Peki neden bu çaba? Makyajlar, kıyafetler, aşk için türlü taktikler...Makyaj yapmadan, zayıflamadan, gözlerimi süzmeden, şirine olmadan...Asık, çatık kaşlı, makyajsız suratımla, boyasız sıradan gibi görünen saç rengimle, kilo vermeden ve tüm mutsuzluğumlasevilemez miydim? Sıkıldım bu oyunlardan...Yoruldum...

Herkes de bir eleştiri...Onu yapma...Bunu yapma...Şöyle davranma...Böyle konuşma...Şöylesin...Böylesin...Herkes, herşeyi ne kadar çok biliyor?! Bir tek aptal benim değil mi? Akıl verecek kimse kalmadı?!! Defolun artık başımdan! Etrafımdan!

Görmüyorsunuz mutsuzum ben!...Annem desen suratımı bile görmek istemiyor... Aslında bende görmek istemiyorum, bazen ona hak vermiyor değilim ama annem değil mi o benim?...
Neden bu tavır... Neden bu nefret...İnsanların evlatları ana, babalarına neler çektiriyor da yavrum diyerek bağırlarına basıyorlar, çok mu kötüyüm... Bir şey yapmıyorum halbuki...Yemin ederim hiç birşey yapmıyorum!!

Tamam kabul...Çenem var biraz...Hadi dürüst olalım çok cevap veriyorum ama o kadar...Hırsız değilim...Katil değilim...Orospu değilim...Kötü bir insanda değilim ama...anlayamıyorum işte...

Düşünüyorum bazen, almış karşısına beni, elinin içine almış elimi, dertleşiyor benimle, anlatıyor onu üzen hareketlerimi... Ağlıyor ara sıra... Bir şey yapmadığımı düşünsem bile üzülüyorum, sarılıyorum ona, o da bana...

Tamam annem söz bir daha üzmeyeceğim seni...
Ama sende beni çok üzüyorsun bak anlatayım....
Ah ne güzel olurdu...Olmuyor bir türlü olamıyor....Neden..?Bilmem....
Büyümedim mi acaba daha? Yok canım büyüdüm de...Neden...?
Anne biliyor musun 23 yaşına geldim ben...
Belki 1-2 seneye evlenip gideceğim bu evden..Belki yarın öleceğim...Belli mi ne olacağı?
Ne yaşayacağız? Yarın ne olacak biliyor musun?!
Ah anne...Ah ailem..Böyle gitmek istemiyorum...İstemiyorum!!
Sizi seviyorum...Hepinizi ayrı ayrı çok seviyorum...

Bir çocuk sevmiştim 4 sene önce, karşı apartmanımızda akrabaları oturuyordu, ilk bakışmalar, ortak arkadaşlarla tanışmalar derken çıkmaya başladık...İlk aşkım...iLK...İlk...Herşeyde ilkim..
Yine de bir kere bile öpemedim dudaklarını, herşey yarım kaldı içimde..Hala duruyor biliyor musun resimlerin...
Sesin kulağımda, her gözümü kapatıp seni düşünüşümde ellerini tutabiliyorum,o kadar gerçek ki...hissediyorum...

Hiç yaşanmamış, yaşanacak o kadar çok şey vardı ki hala ismini sayıkladığım zaman arkadaşlarım artık gözlerini deviriyorlar...haklılar belki de...
Herneyse onları da anlamıyorum ki zaten!
Anlamak istemiyorum aslında...Kimseyi anlamak istemiyorum!
Biraz da siz beni anlayın olmaz mı?!!! Ölür müsünüz??!
Ölmezsiniz biliyorum...
Hep sizin dertleriniz var zaten, benimkiler basit size göre, çocukça...
Bazen hepinizden nefret ediyorum sanki....
Neyse düşünmiycem böyle şeyler...etmiyorum şaka yaptım!
Aslında yapmadım ediyorum!
Tamam tamam bakmayın öyle suratıma etmiyorum...
Kızmayın bana...eleştirmeyin...anlayın ne olur..Ailem tarafından tuhaf bir şekilde dışlanıyorum...odamdan dışarı çıktığım yok tek dostum şu bilgisayar bu koskoca evde... İş bulamıyorum, deliricem! En son bir umudum vardı ama geçmiş olsun o da gitti... Halbuki bi işe girsem belki şu evde ki durumlarda düzelecek ama yok işte yok tırım tırım arıyorum başvurmadığım hiç bir yer kalmadı yok...
Aile yok, para yok, aşk yok...Mutsuzluk dünya kadar...Bu yüzden sizden istesem bile nefret edemiyorum arkadaşlarım, çünkü o zaman yapayalnız kalacağım... Beni eleştirmeseniz ya, daha çok seveceğim sizi, herkese laf anlatmaktan hesap vermekten bıktım artık... Yok yok! Yanlış anlamayın ne olur, arkadaşlığımın menfaat ile bir ilgisi yok... Herkes anlaşılmayı bekliyor ya her zaman...Bende biraz bundan faydalanmak istiyorum, bu yüzden içimden geldiği gibi anlatıyorum size...

Herneyse şu ilk aşkım olan E'ye gelmek istiyorum, saatlerce onu anlatsam, hep aynı şeyleri anlatsam da bıkmam heralde, öyle bir hasret kaldım ki ona senelerce...Yaşanmamış ne kadar çok şey var, senden sonra ne yaşadıysam aslında hep bir "keşke" vardı...Keşke hepsi seninle yaşansaydı...

Yarım yamalak bir anı var aklımda, ellerimi çok beğenirdin, bir de gülüşümü...
Bende senin biliyor musun?
Hiç söylemedim değil mi?
Evet söylemedim...Tuhaf niye söylemedim ki...
Ne kadar da güzel gülerdin...
Midem de bir takla,
Hop!! İşte bir tane daha...
Bir daha gülsen ya...
Ne söylesemde güldürsem seni...
Haberlerin geliyor hala, askere gittin, geldin..
Sen hiç bilmedin ama senin şafağını bir tek ben saydım..
Her gece dualar...Sabahlara kadar dualarla bekledim seni,
Bi bilsen... bilseydin daha mı farklı olurdu acaba?

Karşına çıksam, sesim kısılana kadar haykırsam ya seni nasıl sevdiğimi,beklediğimi....
Senelerdir sen her bizim mahalleye gelişinde, soğuktan kıçım donduğu halde o balkona çıkıp, sigara içiyormuş gibi yaparak, titrediğimi belli etmemeye çalışarakbalkondan seni izlediğimi bilir misin?
Bilmezsin...

Seni bu bi halttan anlamayan, anlatınca gülen salaklara anlatacağıma, karşına geçip sana anlatsam... Neyse bir gün yapacağım!

Bir gün tüm istediklerimi, tüm hayallerimi gerçekleştirecek güce sahip olacağım bunu biliyorum!Bi zaman var...
O zaman bi gelsin bakın neler olacak...
Siz o durmadan bana akıl verenler..
Ahkam kesenler...
Aşık olduğum adam,
Eleştirenler...
Hepinizin ağzını bir karış açık bırakmazsam... bende...
Görürsünüz...!!!

"E"den sonra hayatıma giren ve en büyük pişmanlığım olan, hiç bir halt olmadığı halde kendini bi halt sana "F", öküzün tekiydin biliyor musun?Sana karşı ne hissettiğimi hiç bilemedim, sevmedim de seni, ne biçim adamdın sen öyle... Tiksindim senden....Maganda kılıklı şey Allah senin gibileri düşmanımın bile karşısına çıkartmasın ne çektirdin öyle ya pis herif...!

Aptallık bende!!Niye çekersin ki? Yürü git kızım...Yürü yoluna...
Adam yok sanki...
"F" kafanı kalorifer peteklerine sokup orada ezmek istiyorum bunu bil...
Fırsatını bulsam kaçırmayacağım aslında... Umarım bulurum..!!

Hem ne bu böyle "E", "F" alfabeden gidiyorum sanırım... "G" yakın olsa gerek...
Neyse... çıkar elbet yüreğimizi ısıtacak biri bir gün...
Yine de söylemeden edemicem "E" umarım bir gün gelirsin...
Dünya küçük be,
Karşılaşırız...
Kader diye birşey var belki yazılmışsındır...
Belki ben şu anda sınanıyorumdur ve sen benim mükafatım olabilirsin...

Ellerini tutsam,
Ne kadar da yumuşaktılar,
Kaç yaşındaydım?
19...
Sen?
19...
Kaç oldu?
23...
Olsun...beklerim...

Bir sarılsam boynuna...
Ağlasam...
Oh...
Kokunu ne kadar da özlemişim...
Pis şey! Yine mi sigara içtin?!!
Olsun, yine de özlemişim bu parfüm, sigara karışımı sıcacık kokuyu...
Ne güzel de gülüyorsun, bilseydim beklediğini bu kadar zaman kaybeder miydik,
Evet tabi ki seviyorum seni..Sevmez olur muyum nasıl soru o öyle?!!
Hayır kimseyi senin kadar sevmedim senden sonra inan ki bak...
Hatta ispatlıyayım..
Gel Otur şuraya..Gel...gel...yanıma gel...
Dur bir daha sarılıcam...Ne kadar çok bekledim bir bilsen...
Tamam anlatıcam... İspatlıcam...
Sen ellerini bana ver, artık bırakmaya tahammülüm kalmamış..
Şükürler olsun Allahım ne kadar çok özlemişim seni..
Yok ağlamıyorum yok...
Vallahi bak..Gözyaşı değil o..rimel..rimel..
Niye ağlayayım ki! mutluyum artık...
Geldin..Bi işim var...Arkadaşlarım..Ailem...
Herşey yoluna girmeye başladı gördün mü?
Sen geldin ya...
Tamam boşver gel anlatayım..Gel...İyice yaklaş...
Tamam, senden ayrı geçen bir dakikayı bile atlamayacağım hepsini anlatıcam söz ama önce ellerini ver! demedim mi sana bırakma diye!
peki...peki kızmıyorum...yaklaş biraz daha nefesini duyabileceğim kadar yakın ol öyle anlatıcam herşeyi...
Çok bekledim...Ama geldin ya...

Bir inci dökülüverdi gözümden..
hemen arkasından bi tane daha...
İyi ki geldin...bırak dökülsünler mutluyum ben...
Hoşgeldin...

Ne başkası oldu ne de olacak....

Hiç yorum yok:

Nasıl da paylaşıyor insan isterse,
Nasıl da birmiş meğer hasretler,
Nasıl da mecburmuşuz sabretmeye,
Sevmeye...Öğrenmeye...