Pazartesi

- IZ

Bir can sıkıntısı..Hep bir mutsuzluk, nereye kadar ki?Belki de mutluluk diye bir şey yoktur...Sadece gülümsediğimiz anlar mutlu, somurttuğumuz anlar mutsuz... Gülümsemeyip, somurtmadığımız anlarda da normalizdir... Yani mutluluk ve mutsuzluk gerçek yada uzun süreli kavramlar değillerdir...!??
Bilemiyorum... Umurumda da değil aslında...
Ne normalim...Ne mutlu? Geriye bir tek şey kalıyor zaten ona da alıştım, alıştım demeyelim de....Ne diyelim?
Onu da bilmiyorum...
Normal bir hayatın, bir şeyleri sürekli olarak düşünmeden, kafama takma gerekliliği duymadan, bir gün olsun "offf'! ben bu işin içinden nasıl çıkacağım!!!?" demeden yaşamanın nasıl olduğunu unuttum sanırım....

Halbuki olsaydın... -ız yada -dı ekini bilerek eklemiyorum, çünkü birine hitap etmiyorum, zamanı gelince gelecek olana olsun bu yazı.... devam...

Halbuki olsaydın, ucundan köşesinden tutabileceğim bir hayat olurdu belki... O dert var, hallederiz... E bu da var, o da geçer atlatırız... "-ız" ne kadar güzel bir ek...

Bu yalnız kovboy, güçlü kadın hallerinden sıkıldım... Neymiş benim kimselere ihtiyacım yokmuş, komik olma dudu... Herkesin birilerine veya birşeylere ihtiyacı vardır... Neymiş efendim "ben hallederim" neyi? nasıl? halledebiliyor musun? Tek başına kolay mıymış?!Nereye kadar bu "ben herşeyin üstesinden tek başıma da gelirim, hem ayak bağı istemiyorum hayatımda, sırf problem! ne gerek! ben hayatımdan memnunum...güçlüyüm...özgürüm" ayakları...

Bilmiyorum nereye kadar!!
Benimle uğraşıp durmasana artık!
Kendi içimde, gece gündüz mahkeme kurulmasından sıkıldım !
Kimseye verecek hesabım yokken sana sürekli olarak verdiğim hesaplardan bunaldım!
Konuşma benimle! Git başkasıyla konuş!!!

Yok ki başkası, olsa vallahi konuşurum bak...ama yok...
Nesin sen? Söyle nesin...

Ne olucam deli mi ne?!
Nası neyim ben?!
Anlasam tamam ama anlamadım....

Arkadaşlarının karşısında, gözünde nesin mesela?
Hatırla...
Neye en çok kızıyorsun? Sevgilileri olduğunda, o sevgililerin senin arkadaşlarının hayatlarının içine girip müdahale etmeye çalışmasına mı???
Yoksa...

Ne yoksa?!

Neyse sen soruma cevap ver??

Arkadaşlarımın gözünde iyi bir dostumdur mesela! Hiç bir yanlışım olmamıştır bugüne kadar onlara, kırmak istemem, kırmamak, üzmemek için çaba gösteririm, konuşurken, tartışırken kullandığım kelimelere çok dikkat ederim ama kendimi de gizlemem, sözlerimi esirgemem, ihtiyaçları olduğunu hissettiğim her an yanlarındayımdır...güvenilirimdir yani... daha doğrusu umarım öyledir...ben öyle görüyorum ama onlara da sormak lazım... ne bileyim ben ya!!!

eeeE?

e?

Diğeri...

hı...evet, ne yaptığını, ne yapması gerektiğini bilen insanların hayatlarına müdahale edilmesinden hoşlanmıyorum.... Hele ki bu insanlar benim çevremdeyse onların ezildiğini, yontulmaya çalışıldığını, başka biri tarafından değiştirilmeye çalışıldığını ve yapmak istedikleri şeylerin kısıtlandığını görmeye dayanamıyorum... ne var bunda???!

peki biri çıktı karşına diyelim.... Deli gibi aşık oldun.... Allahın işine bak ki o da sana aşık hemde çok.... ve senden bazı isteklerinden fedakarlık etmeni istiyor çünkü ona göre senin yapmak istediğin bazı şeyler doğru değil veya senin göremediğin bazı tehlikeleri var... ne yapacaksın? fedakarlık etmeyecek misin?
Aşk emek ve fedakarlık gerektirir... Ancak iki hayat tek bir hayata dönüşürse aşk olur, birbirini seven insanlar bazen sevdiklerini üzmemek için fedakarlık yapmalıdırlar çünkü bencilce ben her istediğimi yapayım o bana karışmasın ile aşk olmaz... o insan zaten bir tek kendine aşıktır...diyen sen değil misin???
Şimdi benim dilim yandı ama artık öyle düşünmüyorum deme,Belki o da zamanı gelince senin hiç hoşlanmayacağın yada aklının onda kalmasına sebep olacak birşey yapmak isteyecek ve sende "yapmanı istemiyorum,lütfen!" diyeceksin...Olamaz mı?

Olabilir...belki...of!

O zaman?
Sen kendinden fedakarlık etmeyecek misin? Karakterinden taviz verme kabul ama sevgiler "onun doğrusu" ile "senin doğrun" birleştiğinde yada ortak bir yerde buluştuğunuzda gerçekten sevgi olurlar... Bence artık bu katı tavrından vazgeçmelisin, fırsat ver insanlara, bırak sana kendini anlatabilsinler... Sıkılmadın mı bu "hep yek hep tek başıma" namelerinden...

Sıkıldım...

Özlemedin mi bir insanın seni senden daha çok düşünmesini? Şefkatini..Sevgisini?

Özledim...

O zaman biraz yumuşamaya çalış.... Fedakarlık yapmakta güzeldir...Karşındakinin ne kadar mutlu olduğunu gördüğün zaman daha güzeldir hatta... Biraz izin ver, yol aç kendine de sevgi arayan diğer insanlarada... Sırf o çatık kaşların, kimsenin gözünün içine bakmayışın yüzünden insanlar sana yaklaşamıyor, ya kendini çok beğenmiş diye düşünüyorlar yada sorunlu... Bırak gerçek seni görsünler...Halbuki ne kadar çok ihtiyacın var değil mi?

Bazen senden... kendimle çelişmekten... sürekli çıkardığın tuhaf fikirlerden ve senden kurtulamamaktan nefret ediyorum...!!!

Bende...

İyi...!!

Eh iyi uyuyalım o zaman... sen anladın demek istediğimi... yumuşa artık, herkes seni incitecek diye birşey yok... şu "bitecek birşeye başlamanın alemi yok!" lafından da vazgeç...Bir sevgi bitmek için başlamaz, zamana bırak, su aksın yolunu bulsun... Bir gün gelecektir...

Umarım...

Gelecek bak s...

Uyu!!! Uyu artık...İstemiyorum bilmek duymak uyu!!! yeter...
iyiyim ben böyle...iyiyim...iyiyim... dokunmayın, uğraşmayın artık ne olur...iyiyim....

Hiç yorum yok:

Nasıl da paylaşıyor insan isterse,
Nasıl da birmiş meğer hasretler,
Nasıl da mecburmuşuz sabretmeye,
Sevmeye...Öğrenmeye...